Anismus Nedir?
Anismus, dışkılama sırasında pelvik taban kaslarının uyumsuz şekilde çalışması
sonucu oluşan bir işlev bozukluğudur. Bu durumda, özellikle makat bölgesindeki
kaslar gevşemesi gerekirken istemsiz olarak kasılır ve dışkılamayı zorlaştırır.
Fonksiyonel bir problem olan anismus, yapısal bir bozukluk olmamasına rağmen
yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir.
Bu durum genellikle kronik kabızlıkla karıştırılır ve uzun
süre tanı konulamaz. Halbuki, anismus doğru şekilde değerlendirildiğinde
tedavisi mümkündür. Doğru tanı ve uygun tedavi yaklaşımlarıyla hastalar normal
dışkılama alışkanlıklarına kavuşabilir.
Anismus Neden Olur?
Anismusun kesin nedeni her zaman bilinmemekle birlikte, çoğu zaman psikolojik
ve nörolojik faktörlerin etkili olduğu düşünülür. Çocukluk döneminde tuvalet
alışkanlığıyla ilgili yaşanan travmalar, stres, anksiyete bozuklukları veya
önceki ağrılı dışkılama deneyimleri bu durumu tetikleyebilir.
Bunun dışında bazı kişilerde doğuştan gelen pelvik kas
disfonksiyonları veya geçirilmiş pelvik cerrahiler de anismus gelişiminde rol
oynayabilir. Ayrıca ileri yaş, hareketsizlik ve yanlış tuvalet alışkanlıkları
da bu durumu tetikleyen unsurlar arasında yer alır.
Anismus Kimlerde Görülür?
Anismus her yaş grubunda görülebilse de, genellikle 30 yaş üzerindeki
bireylerde ve kadınlarda daha sık rastlanır. Uzun süreli kabızlık şikayeti
olanlar ve dışkılama sırasında ıkınma hissi yaşayan bireylerde bu durum daha
yaygındır.
Özellikle işlevsel kabızlık tanısı konmuş ve standart
tedavilere yanıt vermeyen hastalarda anismus düşünülmelidir. Pelvik taban
kaslarıyla ilgili bir koordinasyon sorunu olduğunda, dışkılama mekanizması
bozulur ve bu durum kişinin sosyal yaşamını da olumsuz etkiler.
Anismus Belirtileri Nelerdir?
Anismusun en belirgin belirtisi dışkılama zorluğudur. Hasta, tuvalete çıkmak
için yoğun ıkınma hissi duyar ancak tam boşalamadığını hisseder. Sert dışkı ya
da düzensiz dışkılama şikayetleri de tabloya eşlik edebilir.
Bununla birlikte, bazı hastalarda makat bölgesinde baskı
hissi, tuvalet sonrası tam rahatlayamama, karın ağrısı ve şişkinlik de görülür.
Bu belirtiler zamanla sosyal kaygıya, tuvalet alışkanlıklarında değişikliklere
ve hatta depresyona yol açabilir.
Anismus ve Kabızlık Arasındaki Bağlantı
Anismus, kronik kabızlığın sık gözden kaçan sebeplerinden biridir. Kabızlık
çoğu zaman bağırsak hareketlerinin yavaşlamasıyla ilişkilendirilse de, bazı
durumlarda sorun bağırsakların değil, pelvik taban kaslarının uyumsuz
çalışmasından kaynaklanır.
Bu nedenle, standart kabızlık tedavilerine yanıt vermeyen
hastalarda mutlaka pelvik taban disfonksiyonu araştırılmalıdır. Anismus tedavi
edilmediği sürece dışkılama güçlüğü devam eder ve kişi yıllarca boşuna laksatif
(müshil) kullanmak zorunda kalabilir.
Anismus Nasıl Teşhis Edilir?
Anismus tanısı, detaylı bir öykü alınmasının ardından fizik muayene ve özel
testlerle konur. Genellikle anoskopi, rektal tuşe ve defekografi gibi
görüntüleme yöntemleri tanıda yardımcıdır. Bu yöntemlerle dışkılama sırasında
kasların nasıl çalıştığı gözlemlenir.
Ayrıca manometri (basınç ölçüm testi) ve elektromyografi
(kas aktivitesini ölçen testler) de sıkça kullanılır. Bu testler sayesinde
pelvik taban kaslarının gevşeyip gevşemediği net olarak anlaşılır ve diğer
yapısal bozukluklarla ayırıcı tanı yapılabilir.
Anismus Tedavi Yöntemleri
Anismus tedavisinde amaç, pelvik taban kaslarının doğru şekilde çalışmasını
sağlamak ve dışkılamayı kolaylaştırmaktır. Tedavi çoğu zaman cerrahi dışı
yöntemlerle başarıya ulaşır. En etkili yöntemlerden biri biofeedback
tedavisidir.
Ayrıca, davranışsal tedavi, pelvik taban fizyoterapisi,
diyet düzenlemeleri ve gerekirse psikolojik destek bu sürecin tamamlayıcı
parçalarıdır. Tedavi kişiye özel planlanmalı ve multidisipliner bir yaklaşımla
yürütülmelidir.
Biofeedback Tedavisi ile Anismus Yönetimi
Biofeedback tedavisi, anismus tedavisinde altın standart yöntemlerden biridir.
Bu yöntemde, hastaya bilgisayar destekli cihazlarla pelvik kaslarını nasıl
doğru kullanabileceği öğretilir. Hasta dışkılama sırasında hangi kaslarını
gevşetip hangilerini kasması gerektiğini gözlemleyerek öğrenir.
Bu sayede pelvik taban kaslarının koordinasyonu zamanla
düzelir ve dışkılama fonksiyonu normale döner. Genellikle 6-10 seans arasında
uygulanan biofeedback terapisi, düzenli yapıldığında başarı oranı oldukça
yüksektir.
Cerrahi Müdahale Gerekli mi?
Anismusun tedavisinde cerrahi genellikle son çare olarak düşünülür. İlaç ve
fizik tedaviye rağmen sonuç alınamayan ve yaşam kalitesi ciddi düzeyde bozulan
hastalarda cerrahi seçenekler gündeme gelir.
Bu cerrahiler genellikle sfinkter kaslarına yönelik
gevşetici işlemler veya botoks enjeksiyonları şeklinde olabilir. Ancak,
cerrahiden önce konservatif (cerrahisiz) tüm tedavi yöntemlerinin denenmesi
önerilir.
Evde Yapılabilecek Egzersiz ve Destekleyici Yöntemler
Evde uygulanabilecek bazı egzersizler de tedaviye destek olabilir. Özellikle
pelvik taban kaslarını gevşetmeye yönelik nefes egzersizleri, meditasyon ve
gevşeme teknikleri faydalıdır. Ayrıca doğru tuvalet alışkanlıkları da
önemlidir.
Tuvalet sırasında ayak altına küçük bir tabure koymak,
dizleri kalçadan yukarıda tutarak çömelme pozisyonuna yaklaşmak, ıkınmaktan
kaçınmak ve her gün aynı saatte tuvalete gitmek bağırsak reflekslerini
düzenler.
Anismus Tedavisinde Başarıyı Artıran Faktörler
Tedavi sürecinde en önemli başarı faktörü hasta uyumudur. Düzenli olarak
verilen egzersizlerin yapılması, seanslara devam edilmesi ve psikolojik destek
gerekirse bu yönde yardım alınması, tedavinin başarısını doğrudan etkiler.
Ayrıca tedavi süreci tek bir branş tarafından değil, genel
cerrahi, gastroenteroloji, fizyoterapi ve psikiyatri gibi branşların birlikte
çalıştığı bir yaklaşımla yürütülmelidir. Bu sayede hem fiziksel hem de duygusal
faktörler ele alınarak kalıcı çözüm elde edilebilir.
Editör
Op. Dr. Bengi BALCI
Kolorektal Cerrahi Antalya
İleri Tanı ve Tedavi İçin